Sınavdan sonra ne çalışmalı?

Kılık kıyafet, dış görünüm
Bir mülakatta bilginin ve o
bilgiyi sunmanın yanı sıra dış görünüm de önemlidir. Erkekler için takım elbise
ve tercihen beyaz ya da açık renk (mavi, gri gibi) gömlek ve sade (düz veya
çizgili) kravat doğru bir tercihtir. Takım elbisede lacivert, koyu gri, siyah
gibi tonları tercih etmekte ve kahverengi tonlardan kaçınmakta yarar var. Takım
elbise yerine blazer ceket ve gri tonlu pantolon da olabilir. Saç ve sakal traşı
düzgün olmalı, jöle sürülmemelidir. Asla yapılmaması gereken şey beyaz çorap
giymektir. Kadınlar için sade bir kıyafet (koyu renkli bir döpiyes ya da ceket
pantolon olabilir) ve sade bir saç ve makyaj modeli uygundur. Kıyafete uygun
bir çanta olabilir. Ayakkabılar mutlaka boyalı olmalıdır.
İçeri giriş ve tanışma
Mülakat odasına davet
ettiklerinde, kapıyı vurup yanıt beklemeden içeri girmek ve kapıyı kapattıktan
sonra duruma göre “günaydın efendim” ya da “iyi günler efendim” gibi bir selam
verdikten sonra “oturabilirsiniz” demelerini beklemek gerekir. Otururken bacak
bacak üstüne atmamakta yarar var. Oturma biçimi diken üstünde oturur gibi
tedirgin bir görünüm vermemeli buna karşılık çok da rahat bir hava
yansıtmamalı. Nasılsınız gibi bir soru sorulduğunda “iyiyim, teşekkür ederim efendim”
yanıtı gibi bir yanıtla yetinilmeli “siz nasılsınız” gibi devam sorularından
kaçınılmalıdır.
Kendinizle ilgili bilgi vermeniz
istenirse kısaca doğum yerinizi, yaşınızı, okuduğunuz okulları anlatın. Niçin
bu işe girmek istediğinizi soracaklarını düşünerek iş hakkında önceden
ayrıntılı bilgi edinin ve gelecek planlamanızda o işin yerini kafanızda
şekillendirmeye çalışın.
Grup mülakatları
Bazı kuruluşlar (genellikle
bankalar) başvuru sayısının çokluğunun da etkisiyle adayları tek tek
mülakata
almak yerine dörtlü beşli gruplar halinde mülakata almayı tercih
ediyorlar. Bu durumda
ortaya bir konu atılıyor ve adayların bu konu hakkında görüşlerini
açıklamaları
bekleniyor. Burada amaç bir yandan başvuru çokluğu sorununu çözmek bir
yandan
da kişilerin grup içindeki tavrını gözlemlemektir. Böyle bir ortamda
herkesten
üstün olmaya çalışma tavrı ne kadar yanlışsa kendi başına davranma tavrı
da o
kadar yanlış olur. Doğru tavır ukala olmadan gruba egemen olabilme
tavrıdır.
Yani bir grubu yönetebileceğinizi ama onların nefretini kazanmadan bu
işi
yapabileceğinizi ortaya koymanız gerekir. Bunun tek yolu konuyu
herkesten daha
farklı ifadelerle ve kendinden daha emin biçimde açıklayabilmektir. Eğer
konu
ortaya sorulmuş ve kimin başlayacağı gruba bırakılmışsa en son konuşmak
akıllıca olabilir. Bir kere herkesin düşüncesini öğrenmiş olursunuz
ikinci olarak
da genel bir değerlendirme yaparak kendi görüşlerinizi söylemek fırsatı
bulursunuz.
Bilgi olmadan mülakat kazanılmaz
Bir mülakatı kazanmanın ilk
koşulu ona götüren sınavı kazanmaktır. Onun da tek yolu bilgidir. Mülakatta ise
kabaca ağırlığın üçte ikisi bilgiden, üçte biri de yukarıda anlattığım
şeylerden gelir. Kaldı ki o üçte biri sağlayan şeylerin önemli bir bölümünün
içinde de bilgi vardır. O nedenle bilgi en önemli silahtır.
Üniversite birinci sınıftayken
yaşamda ne yapacağınıza da karar vermenizde yarar vardır. İlk yıl kendinize
“ben üniversiteyi bitirdiğimde ne olmak istiyorum?” sorusunu defalarca sorun ve
defalarca yanıtlamaya çalışın. Ve sonuçta ulaşacağınız yanıta göre çalışma ve
öğrenme yönteminizi seçin. Bankacı mı olacaksınız, müfettiş mi olacaksınız,
vergici mi olacaksınız, araştırmacı mı olacaksınız, gazeteci mi olacaksınız
yoksa akademisyen mi olacaksınız buna karar vermeniz gerekir. Bu karar sizin
dersler dışında nelere ağırlık vereceğinizin de çerçevesini çizecektir. Örneğin
ekonomi, işletme, finans, maliye gibi dallarda okuyorsanız ve bankacı ya da müfettiş
olmaya karar vermişseniz hukuk ve muhasebe bilginizi derinleştirmeye çalışmanız
gerekir. Eğer hukuk, uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi, halkla ilişkiler
gibi dallarda okuyorsanız ekonomi bilginizi geliştirmeniz gerekir.
Yaşama hazırlanmak
Bence asıl önemli olan şey yaşama
hazırlanmaktır. İnsan kendisini yaşama hazırlarsa sınavları ve mülakatları
kazanmanın yanı sıra yaşamı kazanır. Bunun yolu ders çalışmanın yanında
edebiyatla, güzel sanatlarla, tarihle, diğer bilim dallarıyla ilgilenmekten
geçer. Sadece ders çalışan bir insan yaşamı angarya olarak algılayabilir. O
zaman da sınavları ve mülakatları kazansa bile işinde yükselme şansını
yakalayamayabilir.
Sosyal bilimler okuyan bir
kişinin eğer seçtiği ana dal psikoloji değilse mutlaka giriş düzeyinde de olsa
psikoloji okuması gerekir. Diyelim ki bankacı oldunuz ve kredi pazarlaması yapacaksınız.
Bu aşamada bilginiz ne kadar yeterli olursa olsun psikoloji bilmenizin size
sağlayacağı üstünlük büyük olur. Diyelim ki okuduğunuz dalda akademisyen
olacaksınız. Bu konuda tarih çalışmışsanız bu bilginin size büyük yararı olur.
Bu makale www.mahfiegilmez.com'dan alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorumunuz Denetlendikten Sonra Yayımlanacaktır.